Azıcık gerilim : Stephen King - Oyun

       6.5/10 | Avaraj     

Oyun,Stephen King'in '92 yılında çıkardığı bir eseri .Benimse okuduğum 3.King kitabı oldu.King'in diğer eserlerinden biraz farklı olarak çok az karakter var ve aksiyon minimal seviyede.Hikayeyi biraz anlatmak istiyorum.
Geral ve Jessie yazlık evlerine romantik bir kaçamak yapmak için giderler.Fantezi sırasında Jessie kelepçeli halde.Belli olaylar doğrultusunda( ne yani spoiler mi verelim? Belli olaylar doğrultusunda) Gerald kalp krizi geçirir.Jessie yatağa kelepçeli bir biçimde çıplak durmaktadır.Buradan kurtulmaya çalışırken yaşadığı fenalıklar,eski anılar ,davetsiz misafirlerle gerilim dolu bir hikaye okuyoruz.King'in kurgusunu ve dilini seviyorum.basit bir hikayeden güzel şeyler çıkarmış.King seviyorsanız okuyun lakin King'i ilk defa okuyacaksanız, yazarın "O","Hayvan Mezarlığı" ,"Tılsım" vs. kitaplarıyla başlamak daha iyi olur.
 iyi okumalar.

Cemal süreya On Üç Günün Mektupları

       8/10 | iyi                

,Cemal Süreya ile ilk tanışmam,lise ikinci sınıfta bir arkadaşımın "Sevda Sözleri"ni bana ödünç
vermesiyle oldu.Şiirlerini bir çırpıda yuttum bu adamın.Sonra beraber okuduk.Aşk'ı deli gibi ezberleyip okuduk.

"seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük.."

"Sizin hiç babanız öldü mü?" diye sorduk.Bir Çiçek'i,  "yalnızlığımız" bildiğimiz zamanlardı.O günlerde bu adam bizi büyülemişti, çok sevmiştik.

Şimdi bu koca adamın güzel mektuplarını okudum.
Onüç günün mektupları,  Cemal Süreya'nın 1972 Temmuz'unda, Okmeydanı'nda hastanede yatan eşi
Zuhal Tekkanat'a yazdığı mektuplar.Aşk,özlem,şefkat,sevgi damlıyor mektuplarından.Eşine böyle moral veriyor Cemal Süreya.

Güzel yazmış
Güzel sevmiş diyorum.
Keşke daha çok olsaydı da daha çok okusaydım.

Araftan dişiliğe : Kanarya

Danny  ailesinin tek  erkek çocuğu olarak dünyaya geliyor.Yaşadığı bedeni 2 yaşından itibaren kabul etmemeye başlıyor;kız giysileri giyiyor,bunlarla mutlu olduğunu söylüyor.Kız doğması gerektiğine inanıyor.Çevresi,görüntüsünden dolayı onu reddediyor.Danny inanmadığı bir kimlik takınmaya başlıyor,erkek olmaya çalışıyor ama olmuyor,olamıyor.
*
Kitabın anlatımını güzel ve akıcı buldum.Canary'nin duygularını da iyi anlatabilmiş başka kitapları olsa da okurdum.Dilini ve aktarış biçimi sevdim.Yalnız;bir otobiyografi olması sebebiyle kendine çok bi çuvaldız batırma durumu yok kitapta.Bazı yerlerde kızdım ona;çoğu yerde de hak verdim.
*
Kitabı bir arkadaşımdan edindim.Sanırım basımı olmayan bir kitap,bazı sahaflarda bulabilirsiniz.
*
Kanarya, bir transeksüelin yaşantıları ve duygularından ibaret farklı bir paradigma geliştirmek açısından okunabilir.

Denemeler

Çok önceden okumam gereken kült bir eserdi,hakkında söyleyecek çok matah bir şeyim yok.Kitabımız adından da anlaşıldığı gibi deneme tarzında olup türünün ilk örneği olma özelliğini taşıyor.Montaigne, kitapta kendisi üzerinden insanın karakterine ve ilişkilerine değiniyor.Konumuz tamamen insan.Eserinde birçok Roma ve Yunan büyüklerinden,yazarlarından faydalanmış.

kısacası : Hem birçok ders aldım hem de birçok tarihi kişiliği de öğrenmeme sebep oldu yaşasın montaigne !  :)



Aşağıda Denemeler'den Alıntılar

“Kendini kuru sözle değil işle ve eserle anlat."

“Bilgeliğin en açık görüntüsü sürekli bir sevinçtir.”

“Eflatun der ki, çocuklara babalarının yeteneklerine göre değil, kendi yeteneklerine göre meslek bulmak gerekir. “

“Gerçek erdem zengin, kudretli ve bilgili olmasını, mis kokulu yataklarda yatmasını bilir.”

“Bütün insanları hemşerim sayıyorum. Bir Polonyalıyı tıpkı bir Fransız gibi kucaklıyorum. Dünya ile akrabalığımı kendi milletimle akrabalığımdan üstün tutuyorum.”

The Silence of the Lambs / Kuzuların Sessizliği

Hannibal'ı tanımayan yoktur.Gerek dizi gerek film gerekse kitap ve çizgiroman evrenlerinde kendine sıkca yer bulmuş bir karakterdir.Kuzuların Sessizliği ise şüphesiz Hannibal karakterinin şahane yansıtıldığı kurguların başında gelir.Thomas Harris'in aynı isimli kitabından uyarlanan Kuzuların Sessizliği filminin yönetmenliğini Jonathan Demme üstlenmiş.Daha önce kendisiyle Philadelphia filmi vasıtasıyla tanışmıştım.Biraz konusundan bahsedelim:

Yeni mezun olmuş FBI ajanı Clarice,Bufalo Bill adındaki katili yakalamak için hapishanede yatan psikopat Doktor Hannibal Lecter ile yakınlaşır.Clarice, Lecter'dan bilgileri almak için onun güvenini kazanmalıdır.

Antony Hopkins rolünü o kadar iyi oynuyor ki FBI ajanları eğitiminde psikopatları tanımlamak için onu izlettiyorlar.Bir ajan olmayabilirsiniz lakin siz de izlemelisiniz.

Acelesi Olanlar İçin 90 Klasik Kitap

Hanrik Lange adlı karikatüristin her kitabı 4 karede(Başlığı saymazsak 3 ) özetlediği "Acelesi Olanlar İçin 90 Klasik Kitap"ı okudum.Birkaç kelam edelim.Eğer bu kitabı alacaksanız ve aceleniz varsa tavsiye etmem zira Henrik abimiz içindeki kitapları,okuyanlar için mizahi bir dille özetlemiş.Ben sevimli buldum.Kitabın İçinden,okuduğum 58 kitaba baktım diğerleri pek bir şey ifade etmedi henüz.Okumadıklarımı da okuyunca tekrar bakacağım.

Haa! bu arada Henrik Lange İşveç'te ünlü bir karikatüristmiş zamanında."Acelesi Olanlar İçin" adlı bir serisi var."99 Klasik Film" de türkçeye çevrilmiş durumda bakılabilir.

Bu arada acelesi olan kitap okumasın.

La Vita é Bella / Hayat Güzeldir

Yönetmenliğini Roberto Benigni'nin üstlendiği film, II.Dünya Savaşı'ndan 2 yıl öncesinden başlıyor ve zaman skalasına 2. Dünya Savaşı'nı da ekliyor.Bir savaş filmi olmasına karşın La vita é bella şiddet ve kanı bir kenara itiyor ve komediden yürüyor.Hatta ilk izlediğinizde bunun neresi savaş filmi diyebilirsiniz,ta ki filmin ikinci kısmını görene dek.
Konusuna gelirsek,şöyle :

Başkahramanımız,Guido Dora adlı öğretmene aşık olur ve her şeye rağmen evlenirler.Sonrasında bir çocuk sahibi olan çiftimiz savaş zamanına kadar gayet mutlu yaşamaktadır.Yahudi olduklarından mütevelit toplama kampına götürülürler.Guido burda oğluna her şeyin bir oyun olduğunu ve eğer oyunu kazanırlarsa bir tank kazanacaklarını söyler.

Roberto Benigni'nin aynı zamanda baş rolünde oynağı bu harika filmi herkesin izlemesini tavsiye ederim.